Phnom Penh
Phnom Penh 1. Gün
Güneydoğu Asya'da otobüste klima işini baya bir abartıyorlar. Dışarısı tropik, otobüs içi ise neredeyse Sibirya . Molalarda in çık yapınca fiziksel parçalanmaya uğrayan kayaçlar gibi ufalanma yaşıyorum . Yolun büyük bir kısmında uyuyakaldım. Sonra bir el dokundu omzuma ve Kamboçyalı bir yol arkadaşım var otobüsteki tüm koltuklar dolmuş vaziyette. Önümde ve yan tarafımda turistler var ve inanılmaz aksanlı bir İngilizce konuşuyorlar ve nerenin aksanı olduğunu da anlayamadım. Yol boyunca onların gürültülü ve ağdalı ingilizcesini dinledim .Yüksek sesle Kamboçya şarkıları çalmaya başladı sonra ve bu şekilde Phnom Penh'e indiğimizde saat 20 civarıydı.
Pazar gecesi Phnom Penh sokakları ve barları
Sokak berberleri
Herhangi bir rezervasyonum yok ve Panaroma Mekong Hosteli arıyorum. Tuk-tuk sürücüsüne sordum 1 dolara anlaştık sonra ben burayı bilmiyorum diyerek başka birine yönlendirdi. Dolaşıp duruyoruz, belli ki adam adresi bilmiyor. Sonrasında başka bir tuk-tuk sürücüsünün yanında duruyoruz .Adamın telefonundan adresi bulup gösteriyorum ikisi de mal gibi bana bakıyorlar ve adresi göstermeme rağmen hala aralarında tartışıyorlar. En sonunda fiyatı birden 3 dolara yükseltiyor; alıyorum bavulu elime diyorum ki sana 1 dolarda yok siktir git. Başka bir tuk-tuk sürücüsü bulup ona gösteriyorum adresi 1 dolara götürürüm diyor para onun nasibiymiş demek ki.
Phnom Penh Gece pazarı ve Kamboçyalı zalım reis
Yerleştikten sonra Phnom Penh gece pazarına gidiyorum. Tezgahlar kıyafetler, hediyelik eşyalar, farklı tatlılar ve tropikal meyveler ile dolu. Gece pazarının sonunda ise sokak lokantaları var. Orada Malay bir teyzenin yeri var her yere ''halal'' yazmış; sebzeli nodle 1.25 dolar, dana etli pilav 1.5 dolar... Yemek işini orada halledip hostele dönüp bir kaç bira içiyorum.Odada bir Filistinli birde Japon çocuk var ayaküstü sohbet ediyoruz ve sonrasında da uyuyakalıyorum.
Phnom Penh 2. Gün
Merkezi bir yerde kalıyorum ve kaldığım yer nehir manzaralı 5 katlı bir binanın son katında yer alıyor. Asansörü yok ama iniş çıkış beni çok zorlamadı .Konaklama bedeli 3 dolar ama Bookingten genius indirimi ile 2 dolara kadar fiyatlar gerileyebiliyor.
Kamboçya Kraliyet Sarayı
Öğle vakti etrafı dolaşmak için çıktım tuk tuk sürücüleri hemen etrafımı sardı. Salın abi beni biraz yürüyeyim dedim . Tamam başkan dediler. Nehrin etrafındaki yapıları ve ulusal müzeyi geziyorum .Müze içi 5 dolar bana çok geldi ve müzenin iç kısmına girmedim. İnanılmaz sıcak ve nemli bir hava var yürümek zor, zaten herkes uyukluyor. Kaldırımlara, çimlere, ağaç altlarına yatmış insanlar, inşaat işçileri ve tek tük turistler var etrafta.
Kamboçya'da çocukların pek çoğu maalesef çıplak ayaklı ve çırılçıplak dolaşıyorlar. ( Allah'tan sıcak memleket) ülkede bariz bir fakirlik var ama çoğu sayıda Lexus jeep ve Bentley tarzı arabalarda göze çarpıyor .
Hangimiz yatmadık çılgınlar gibi
Ulusal müze
Geliş amacım Killing Fields denilen ölüm tarlalarını ziyaret etmek ama o gün geç olduğunu düşündüğüm( içimden bir ses gitme deyip durdu nedense gidipte kafataslarını görüp içimi karartmak istemedim.) için bunu bir gün sonraya erteliyorum.
Phnom Penh caddeleri
Phnom Penh caddeleri
Tapınak
1975-1979 yılları arasında Pol-Pot önderliğinde Kızıl Khmerler 21. Yüzyılın gördüğü en büyük katliamlardan birine girişiyorlar. Pol-Pot köylü çiftçi bir toplum yaratma düşüncesiyle şehirde yaşayan insanları zorla köylere sürüp onları tarlalarda çalıştırmaya başlıyor. Bu arada eğitimli kişiler ve çeşitli meslek gruplarında yer alan öğretmen, doktor, avukat, müzisyen gibi kişiler öldürüyorlar. Hatta gözlük takan insanlar, eğitimli oldukları düşünüldüğü için sorgusuz sualsiz öldürüyor. O dönem için 2 milyona yakın kişinin bu katliamda yaşamını yitirdiği düşünülüyor. Kamboçya'da bu yüzden yaşlı insan görmek zor ve gördüğünüzde de ister istemez onlarında zamanında bu katliamın bir parçası olabileceğini düşünüyorsunuz . Ülkenin geri kalmasında 1975-1979 yılları arasında yapılan katliamların ve akıl almaz yöntemin şeklinin çok büyük etkisi var. Pol-Pot ve Kızıl Khmerlerin politikaları nedeniyle oluşan kıtlıkta milyonlarca insan açlıktan ölüyor. Kamboçya'da nereye baksaniz hala hüzün ve durgunluk olması bu duruma bağlı . Şarkılarında bile tek kelime anlamıyorum ama güçlü bir hüzün duygusu seziliyor tamamında.
Phnom Penh 3. Gün
Tayland ve Kamboçya seyahatine başladığımdan beri yer yer muson yagmurlarıyla karşılaşmama rağmen fırtına derecesinde şiddetli bir rüzgar ve sağanak yagışla ilk defa bugün karşılaştım. Bırakın ölüm tarlalarına gitmeyi kapıdan çıkıp karşı kaldırıma geçmek bile neredeyse imkansız .Durmasını bekledikçe yağmur şiddetini arttırıyor. Hostelin barından durumu izliyorum ama iyileşme yok. O an görevliye otobüs bileti satıyor musunuz diyorum ve akşam 21 otobüsüyle Bangkok'a dönmeye karar veriyorum. Çıkış yapmam gerekiyor ama otobüs gelene kadar 3 dolar daha verip kalmaya karar veriyorum. Dolap kilidi için 2 dolar depozit vermiştim onu almak yerine 2 buz gibi fıçı bira içmeyi tercih ediyorum. Servis geldi ve terminale doğru yola çıkıyoruz . Bulutsuzluk Özlemi nin kült şarkısında olduğu gibi "Yine Düştük Yollara"....
Phnom Penh pazarı
Kımıl kımıl balıklar
Yorumlar
Yorum Gönder