Kutsal Şehir:Kudüs

       İnsanlik tarihinin uğruna en çok  savaşılan,Yahudiler, Müslümanlar, Hristiyanlar tarafından ele geçirilmek adına çetin mücadelelerin yaşandığı, on dakikalık yürüme mesafesi içerisinde tarihin seyrini değiştiren olayların, mekanların, kişilerin şehri Kudüs....
    İsrail'e, insanlar   üç din içinde kutsal kabul edilen bu şehri görebilmek için geliyor.Bu öyle bir şehir ki kendine ait bir sendromu var.

     Kudüs'e gelip tarihi olayların yaşandığı bu sokakları gezmek,sizi o günlerde bir yolculuğa çıkarıyor. Örneğin Via Dolorosa'da dolaşırken gözlerimi kapadığımda İsa'nın Roma askerlerince yakalanıp çarmıha gerildiği tepeye kadar olan yolculuğu gözlerimin önünde belirdi.Hz İsa'ya taş atan ya da ona kötü
sözler söyleyenlerden değildim sadece olanları tedirginlikle izliyordum.



  Ağlama duvarından Yahudi mahallesine çıkan merdivenlerden Mescid-i El Aksa 
        
      1930'lu yıllarda Kudüslü psikiyatrist Heinz Herman,kişinin Kudüs'e gelmesi ve burada vakit geçirmesi sonucu dini halüsinasyonlar gördüğü, kendini Mesih ilan ettiği yada en basitinden bir Romalı asker sandığı, Kudüsten uzaklaşınca kendiliğinden iyileşen bir nevi geçici delilik hali olarak tanımlıyor bu sendromu.Bu sendroma yakalanma oranı ve olasılığı düşük olmakla beraber Kudüs'ün mistik atmosferinden etkilenip Mesihliğini ilan eden, kendini Hz İsa'nın havarisi yerine koyan yada zalim bir Roma valisi olanlar mevcut:) 
    Kudüs'ü ben kendi gözlemlerimle, müslümanların, yahudilerin ve az sayıda kaldığını düşündüğüm hristiyanların gözünden anlatmaya çalışacağım.
   

       Hz İsa'nın Roma askerlerince yakalandıktan sonra sırtında çarmıhığıyla yürütüldüğü çileler yolu.
  
       GÖZLEMLERİMDE KUDÜS
    
         Hayfadan Kudüs'e bir buçuk saatlik bir otobüs yolculuğu sonucunda varıyorum. Kudüs'e girişte tür otobüslerinin yarattığı trafik yoğun. Dünyanın her yerinden yılda yaklaşık iki milyon kişi bu kutsal şehri ziyaret ediyor. Kudüs'e gittiğim dönemde Mescid-i Aksa içerisinde istenmeyen olaylar yaşandığı için kendimi bir anda protestoların içerisinde buluyorum.Kudüste tramvay hattından bir kaç durak gittikten sonra eski şehrin yani gerçek Kudüs'ün surları görünmeye başlıyor. Ben Doğu Kudüste yani ağırlıklı olarak müslümanların yaşadığı kısımda kalacağım.Kudüs gergin bir şehir ve şehirde yaşayan farklı dinlere mensup kişiler bir arada ama birbirinden çok uzak şekilde yaşıyorlar. 
        Kudüste yaşayan ultra ortodoks yahudiler kendileri gibi olmayan seküler yahudilerin içlerinde yaşama ve barınmalarına müsaade etmiyorlar. İsrail'de çalışan, vergi ödeyen , askerlik yapan seküler Yahudiler; tüm bunlardan muaf şekilde, sırtlarından geçirdiklerini düşündükleri için Ultra Ortodoks Yahudi kesime mesafeli ve kizginlar. 

Geleneksel kıyafetleri içinde dua eden Yahudiler 

Doğu Kudüs, Kudüs'ün en bakımsız ve kirli yeri olabilir. Kaldığım yer abartı olmasin bugüne kadar kaldığım en kirli ve düzensiz hostel . Yeri ise büyük avantaj surlara ve Şam kapısına çok yakın.Burada çok vakit kaybetmeden kendimi eski Kudüs'ün tarihi sokaklarına bırakmak için sabırsızlanıyorum.
Şam kapısından giriş yapınca sizi tarihi bir çarşı karşılıyor. Çeşit çeşit hediyelik eşya satan dükkanlar, çay ocakları ve kıyafet satan dükkanlar mevcut.ilerleyince ilk ulaştığım yer Hz İsa'nın çarmıha gerildiğinde Kudüs sokaklarında sırtında çarmıhığıyla gezdirildiği '''Via Dolorosa''oluyor.Via Dolorosa ''Çile yolu''anlamina geliyor.Yolun devamında Hz Meryem'in doğduğuna inanılan kilise yer alıyor.


Doğu Kudüsten eski şehre giriş yapılan Şam kapısı.



Bakire Meryem'in doğduğuna inanilan kilise. 


Sokakta ilerlerken kalabalık artıyor ve sesler yükseliyor.israilli askerler belirli yolları kesmiş, çatılarda ellerinde otomatik silahları ve tüfekleri olan askerler yer alıyor. Protestoların çıkma sebebi İsrail'in Mescid-i Aksa girişinde metal arama dedektörü kurmak istemesi.
    Gerekçe olarak Mescid-i Aksa girişinde   iki   İsrailli polisin vurulmasını    gösteriyorlar.Zar zor ilerledikçe kalabalık artıyor ve dünyanın değişik ülkelerinden gelen ekipler canlı yayında yaşananları izleyicileriyle paylaşıyorlar.Protestolarin sonu gelecek gibi değil ve oradan çıkmam uzun bir zaman alıyor.
       


          Çatılarda bekleyen askerler ve protestocular.


             Via Dolorosadan çıkıp yürümeye devam ediyor ve bir kontrol noktasına geliyorum.Etiyopyali Yahudi görevliler durduruyor beni ve pasaportuma bakıp bekle işareti yapıyorlar. Ben kenarda beklerken Batı Avrupalı turistler geçiyorlar.On dakika sonra görevli pasaportumu getirip,geçebilirsiniz diyor.Birden boyut değiştiriyorum.Beş dakika önce müslüman protestocularla beraber ''Allahuekber'' sesleri yükselirken, şimdi ağlama duvarındayım.Dört bir yan geleneksel kostümleri içerisinde inançlı Yahudilerle dolup taşıyor.Ağlama duvarına yaslanmış ve kendinden geçerek dua edenler, dunyanin hemen her ülkesinden gelmiş turistler alanı kaplamış durumda.
     

Ağlama duvarı 


Ağlama duvarının sol tarafindaki kapıdan içeri giriyorum. Burası duvarın devamı ve bir Tevrat kütüphanesi.Bir sürü kutsal kitap ve bunları okuyarak toplu halde dua eden Yahudiler... Bazıları kendinden geçiyor.Daha rahat görüntü alabilmek ve dikkat çekmemek adına bende bir kipa takıyorum.



              Ağlama duvarının iç kısmı 

İsrailli askerlerde dualara eşlik ediyor.


Aglama duvarı olarak bilinen bu duvar aslında İbranice'de ha-Kotel ha-Maa'ravi(Batı duvar) olarak geçer. Yahudiler bu duvarın Hz. Süleyman'ın yaptırdığı büyük mabedin batıda ve ayakta kalan kısmı olduğuna inanırlar.




Duvar içerisinde dua eden Yahudiler 

Ağlama duvarının karşısındaki mahalle şehrin batısında ve merdivenleri çıkınca Yahudi mahallesine ulaşıyorsunuz.Buraya çıkışta da görevliler var ve Yahudi mahallesi iyi korunmuş, temiz, bakımlı müslüman mahallesine nazaran korunup kollandığı ve kayrıldığı belli olan bir yerleşim yeri.Burada yaşayan Yahudiler tamamen geleneksel kıyafetler içerisinde bir iki yaşında çocuklardan yetmişine kadar herkes Yahudi inancına göre giyiniyor. Saç uzatıp  şapka yada kipa takıyorlar . Yahudi mahallesinin ilerisinde güzel bir alışveriş caddesi ve devamında da Hristiyanlarin daha çok Ermenilerin yaşadığı mahallelere ulaşılıyor.Aynı şehrin içinde bir kaç dakikalık mesafede yaşayan ama birbirinden çok ayrı ve uzak komşuluklar yaşanıyor burada.Şehir bir barut fıçısı ve her an bir gerginlik yaşanabilir . Bunun önüne geçebilmek için birbirilerini görmezden geliyorlar.



                     Yahudi mahallesi içerisinde çocuklar 


 Şehrin batı kısmında Yahudilerin yaşadığı mahalle 


Mahalleye çıkan merdivenler.

Yahudi ve Hristiyan mahallelerini dolaştıktan sonra şarjım azalıyor ve hostele dönüp telefonu şarja takıp biraz dinleniyorum.Tanıştığım kişiler protestolardan dolayı Mescid-i Aksa'ya kimseyi almadıklarını ve orayı bugün ziyaret edemeyeceğini söylüyorlar. Ben denemeye kararlıyım .

Mescid-i El Aksa 

Saat 18.00'da yeniden eski Kudüs'e dönüyorum ve Mescid-i Aksa'ya gitmek niyetindeyim.Müslümanlar ezanla beraber namaz kılıyor ve sokağı kapatmış durumdalar. Mescid-i Aksa'ya çıkan yolu İsrail polisleri kesmiş durumda ve elli yaş altı Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya girişlerinin yasaklandığı konuşuluyor . Mescid-i Aksa'ya girebilmek için polis barikatının önüne gidiyorum ve diğer gençlerle beraber beni de geriye itiyor; girmeme izin vermiyorlar. Bir deneme daha yapıyorum ve polise pasaportu gösterip İstanbul'dan buraya Mescid-i Aksa'yı görebilmek için geldim diyorum. Bunu duyunca geçişime izin veriyor.


Namaz kılanlar sokaklara taşmış durumda.

Kapıdan girip basamakları tırmandıkça altın kubbeyi ve mavi çinilerle örtülü kutsal mekanı görüyorum.



 İslam dünyasinin en önemli 
mabedlerinden   Mescid-i El Aksa 

Ezan sesleri dört bir yandan yükseliyor.En inançsız insanın bile etkilenmemesi pek mümkün değil. Mescid-i Aksa'nın bahçesinde secdeye yatan ve burayı görebildikleri için şükürler eden, mutlulukları gözlerinden okunan dünyanın farklı köşelerinden gelmiş Müslümanlar bulunuyor.



Avluda büyük bir kalabalık var.
Bahçede herkes bir şeyler ikram ediyor.

Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi . Hz Muhammed'in buradan Burak adlı atına binip göğün yedi katına yükseldiği rivayet ediliyor.Miraç olayının gerçekleştiği  yer olması nedeniyle Kabeden sonra İslam inancına sahip kişiler tarafından kutsal kabul edilen bir ibadet alanı.
İnanışa göre yerin yedi katına yükselen Hz peygamber burada göğe yükselişi sırasında sırayla HZ Adem,Yusuf,Yahya,İsa ,İdris, Harun,Musa ve İbrahim peygamberlerle buluşmuştur. 



Mescid-i Aksa

    Eski şehirde turumu tamamladıktan sonra surların dışına çıkıyorum. Kudüs kutsal kabul edilen tarihi alanı dışında Tel avivle beraber İsrail'in en büyük şehri önemli bir ticaret, kültür ve eğlence merkezi.

 Yeni Şehir 

      Yeni Kudüs içerisinde yer alan gece kulüpleri ve barların çokluğu şaşırtıyor beni. Kudüs deyince akılda oluşan dini atmosfer daha çok eski Kudüs ve çevresi için geçerli iken yeni Kudüste ellerinde biraları ya da sigaralarıyla geleneksel kıyafetleri içinde uzun örgülü saçları ve kipalariyla gençleri görmek mümkün. 
     İsrail yazılarıma başladığımdan beri pahaliligindan dem vuruyorum. Kudüste bu pahalılıktan nasibini almakla beraber Hafya'ya göre daha büyük ve canlı bir şehir olmasından dolayı alternatifler bulmak mümkün .Kudüs'ün istiklal caddesinde yürürken iki bira alıp geleni geçeni izlemeye başlıyorum.İsrail'in  diğer şehirlerinde görmediğim kadar çok asker ve polisi burada görüyorum. Hatta önümden mini etek ve askılı kıyafetle sırtında tüfeği ile güzel bir kız geçiyor. Dumura uğramaktan fotoğraf çekemiyorum  ağzım açık izliyorum sadece. 


Yeni Kudüs sokaklarında sıklıkla görebileceğiniz kadın askerler.

Kudüste dolaşırken Etiyopyalılar ın sayısının çokluğu dikkatimi çekiyor. Öyle ki; kendi barları ve restoranları var. Barda sadece Etiyopyalılar var ve ben girene kadar hiç yabancı yok. Benden sonra bir kaç kişi daha giriyor. Giriş amacım şişe biranın on şekel olması marketten on iki şekele almıştım .

 

Kudüste Etiyopya bari 


Kudüs gece hayatı beklediğimden hareketli.

Kudüste beni çeken şeyler var seviyorum bu şehri ama ertesi gün erken uyanıp Bati Şeria 'ya -Filistine geçeceğim. Kudüs Betlehem arası yaklaşık yedi kilometre ve Doğu Kudüsten kalkan otobüslerle 3.50 şekele gitmek mümkün. 
 Ertesi sabah uyanıp otobüsün kalkış yerini buluyorum. Şehir degistirmiyor da sanki İstanbul'da bir mahalleden diğerine gidiyoruz. Kalkışımızdan on dakika sonra ''utanç duvarına " varıyoruz. Yolculuk buraya kadar duvarın içinden yürüyerek Betlehem'e geçiyorum.


Utanç duvarı içerisinden Betlehem'e geçiş 

Yazımı Alpha blondy Jarusalem şarkısıyla bitiyorum. Şalom selam aleyküm.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Angkor Wat:Dünyanın En Büyük Dini Mabedi

Tayland Günlükleri-Pattaya Giriş

ATiNA