Our Planet

Sao Paulo        "Dünya aç oldukları için uyuyamayanlarla, açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında bölünmüş durumdadır".         Brezilyalı filozof, eğitimci ve aktivist Paulo Freire bu sözleri, Sao Paulo sokaklarını gözlemlendikten sonra söylemiş olmalı. Şehrin yarısı şatafat, lüks ve zenginlik içerisindeyken, diğer kısmı kaybedenler kulübü gibi. Rivayete göre sokaklarında 100 binden fazla evsizin bulunduğu, 20 milyonun üzerinde nüfusa sahip Latin Amerika'nın en büyük metropolü. Sao Paulo ile ilgili diğer ilginçlikler ise;  2 milyon Japon'un bu şehirde yaşaması ki Japonya dışında bu kadar Japon'u bir arada görebileceğiniz başka bir şehir yok. Diğer ilginçlik ise dünyanın en büyük sivil helikopter filosunun bu şehirde yer alması. Sao Paulo'nun amanvermez trafiği bu şehirde yaşayan iş adamlarının  şehrin farklı noktalarına helikopterlerle gitmelerine sebebiyet vermiş bu nedenle  gökyüzünde yoğun bir helikopte trafiği var.    Republica metr

  Rio de Janeiro     Brezilya'ya dair hatırladığım ilk sahneler 94 dünya kupasında Brezilya sahaya çıktığında maçları büyük bir heyecanla takip ettiğimdi. Özellikle öyle bir adam vardı ki. Kısacık boyuyla bulduğu her topu gole çeviren takımın 11 numarası Romario; hayranlık duyduğum ilk Brezilyalı...     1999 yılında henüz ortaokula giderken elime bir kitap geçti ve bu kitap o dönem çok popüler olmuştu. Yazarı Paulo Cuelho bir Brezilya'lıydı ve kitabı bir solukta okumuştum. O dönem  Türkçe öğretmenimizi bu kitabı anlayarak okuduğuma bir türlü ikna edememiştim.      Yaş ilerledikçe Brezilya hakkında daha çok bilgi sahibi olmuş, Rio de Janeiro'nun nefes kesen doğası, şehrin simgesi Kurtarıcı İsa Heykeli, Copacabana, Ipanema gibi muhteşem plajlar, Rio karnavalı, sokaklarda dans eden eğlenen insanların görüntüleri, Ronaldo, Ronaldinho, Carlos gibi idoller, sarı yeşil renkler,her renkten ve tenden insan, samba gibi hareketli, Bossa nova gibi romantik müzikler Brezilya'

İyi İnsanlar            Pek çok insan tek başına seyahat etmekten korkar başına bir şey geleceğini,yabancı ve uzak topraklarda bazen dil bariyerininde etkisiyle kötü şeyler yaşayabileceğini düşünür ki maalesef üzücü ve kötü olaylarla karşılaşan insanlar olmuştur. Ülkemize gelip öldürülen, tecavüz edilen,dövülen gezginlerin varlığını biliyoruz maalesef. Benimde başımdan münferit bir kaç kötü olay geçmesine rağmen tanıdığım ve tanıştığım insanların büyük kısmı hiç bir karşılık beklemeden yemeklerini, evlerini, yataklarını, dostluklarını ve arkadaş çevresini paylaştı benimle. İnsanlığa dair hala umut olduğunu farklı coğrafyalara yaptığım seyahatlerden hala anımsıyorum. Bu yazının konusu seyahatlerimde benimle yeri geldiğinde son lokmasını paylaşan, evini açan bununla da kalmayıp fakir evlerinin en iyi odalarını bana verip dostluk ve kardeşliklerini benden esirgemeyen, dil, din, etnik yapı farkı bilmeden sanki tek bir anadan doğmuşuz gibi beni bağrına basan  dostlarıma bir vefa yazısı ol

    Bostancı      Perşembe günü işten erken çıkmanın avantajını kullanarak adalarda bisiklet sürmeye karar verdik. Çocukken aman oğlum ezilirsin aman mahalle arası burası gibi sebeplerden bisiklet sahibi olamadım. Geçen sene ilk defa Büyükada'ya gittiğimde bisiklet kiralayıp sürmeye başlamış, inanılmaz kalabalık olduğundan Büyükada Sahilinden  ve Saat Meydanından ayrılmamıştım. O günden sonra kendime bisiklet alarak devamını Sarıyer Sahilinde getirmiş, neredeyse Mayıs ayından sonra her akşam Sarıyer- Ortaköy arasında gidip gelmiştim.   Ümraniye'den Bostancı'ya kadar araçla gelip İspark'a park ettik.     Bostancıya kadar arabayla gidip bisikletlerimizi aparatla araca bağladık ve sahilden sonra Bostancı İskeleden Adalara giden vapur saatlerine baktık.Ne yazık ki Şehir hatları ve Mavi Marmara'nın 11.30'da hareket eden vapurlarını  kıl payı kaçırdık.12.30'a kadar Bostancı Sahil Maltepe arasında yer yer bisiklet sürerek yer yerde Beltur Kafelerden